İngilizce dersimde karmaşık bir projeyle ilgili bilgilendirme yaparken, bir öğrencim gözlerini devirip sırıtarak malum soruyu sordu: Elini kaldırdı ve "Öğretmenim, bunu okul dışında ne zaman kullanacağım ki?" dedi.
Bu diye bahsettiği, tutkuyla ve özenle hazırladığım ders içeriğiydi; geliştirmek için bir ay boyunca çok sıkı çalıştığımız becerilerin sonuçlarını gösterecekti bana. Dikkatle tasarladığım çalışma kağıdı, öğrenme çıktılarının yanına çizdiğim şirin resimler ve özenle hazırladığım dersler belli ki bu öğrenci için hiçbir anlam ifade etmiyordu. Bazı şüpheleri vardı ve bunları dile getirmek istemişti.
Aklıma ilk gelen cevap, "Peki, beynini tekrar kullanacak mısın?" oldu. Ancak o an, öğrencimin gözlerinin içine bakarak ona hiç beklemediği bir cevap vermeye karar verdim: "Harika bir soru!"
Ciddiye alınması gereken bir soru
Bu soruyu kabullenmek öğretmenler için zor olabilir. Derslerimiz, yıllar boyu süren eğitim ve tecrübenin sonucu olarak ortaya çıkıyor ve yetkimizin sorgulanması sinir bozucu olabilir. Bununla birlikte, bu konuya eğilmek, bir eğitimci olarak hem benim hem de öğrencilerimin eğitim hayatları için çok faydalı bir uygulama oldu.
Derslerin gerçek hayatla ilgisi üzerine kafa yordukça, bunun birçok açıdan sınıfta yararlı bir araç olarak kullanılabileceğini fark ettim. Birincisi, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini gösteriyor. Bu tür soruları ciddiye alıp cevaplamak, öğretmenin öğrenciye saygı duymaya ve öğrencisinin düşünme sürecine dahil olmaya istekli olduğunu gösteriyor. İkincisi, soruyu tam olarak cevapladığım takdirde, öğrencilerin sınıf içi aktiviteler ile okul dışındaki yaşamları arasındaki bağlantıları açıkça görebildiğini ve bu sayede öğrenmelerini sahiplenme konusunda teşvik olduklarını gördüm.
"Bunu ne zaman kullanacağım?" sorusuna verdiğim cevap gayet basit. Faaliyetlerimi ve projelerimi en temel becerilere hitap edecek şekilde daraltmakla işe başlıyorum. Ardından, temel bir beceriyi okul dışı bir faaliyete bağlıyorum. Çoğu öğrencinin sınıf içinde basit "yetişkin becerileri"ni işlemekten keyif aldığını gördüm.
Örneğin bir metin tahlili çalışmasında, "Bu romandaki ana çatışmayı tanımlayın ve analizinde buna örnek olabilecek en az iki alıntı yapın," diye sorabilirim öğrencilerime. Metin tahlilinin bir beceri olarak faydalarından bahsettiğimde, bunu İngilizce dersim dışındaki bir aktiviteye bağlarsam o zaman bu dersin gerçek hayatla ilişkisini kurmuş olurum. Öğrencilerime şöyle diyebilirim örneğin: Ebeveynlerimle ya da eşimle girdiğim bir tartışmayı kazanmak için, kendi bakış açımın geçerliliğine onları ikna etmek için kanıtlar sunmam gerekir. Başka bir örnek; ne zaman yeni bir telefon veya araba alsam, ürüne vereceğim paranın boşa gitmeyeceğini gösterecek kanıtlar ararım. İşte bu yüzden metin tahlili yaptığımızı ve bunun için metinde kanıtlar bulmamız gerektiği anlatırım öğrencilerime. Eğer bu beceriyi şimdi uygulamazlarsa, gelecekte girdikleri tartışmaları ve paralarını kaybedebilirler.
Diğer derslerden örnekler
Bunun örneklerini her alanda görmek mümkün.
Geometri: Diyelim ki ödev, sınıfta öğrenilen bir formülü kullanarak üçgenin alanını hesaplamak. Bu bilginin gelecekte de kullanılabilirliğine bir örnek şu: Biri, bir evin dış kaplamasını boyayacağı veya yenileneyeceği zaman, çatı alınlığının alanını hesaplamak zorunda kalabilir. Ve tam ölçüleri bilmek, o kişiye para ve zaman kazandırır.
Sosyal Bilgiler: Ödev, öğrencilerin Amerikan Devrimi sırasında geçen olayları en önemsizinden başlayarak sıralaması ve bunu yaparken sebeplerini açıklamasıysa, öğretmen bunu oy kullanmakla ilişkilendirebilir: Oy kullanmaya başladıkları zaman, öğrencilerin en çok dikkat edilmesi gereken konuları değerlendirebiliyor olmaları gerekecek ki kendilerine uygun adayı seçebilsinler.
Müzik: Öğretmen öğrencilerden şu öğeleri kullanarak Fa majör tonunda kısa bir parça yazmalarını ister: Stattaco notaları, bir tane fermata (duraklama) ve üç tane çeyrek vuruşluk nota. Böyle bir çalışmadan edinecekleri becerilerin, öğrencilerden ileride çalışacakları işlerde sınırlı kaynaklar kullanarak ortaya hem kullanışlı hem de yaratıcı bir sunum, ürün ya da çözüm çıkarmaları istendiğinde işe yarayacağı belirtilebilir.
Biyoloji: Ödev, öğrencilerin bir dizi organizmayı doğru aleme, kola, sınıfa, takıma, aileye, cinse ve türe göre sıralaması olsun. Sıralama ve kategorilere ayırma, çamaşırları ayırmaktan çalışma masasını düzenlemeye; doktor randevusu almaktan toplantılara hazırlanmaya kadar her alanda kullanılan en temel organizasyon becerilerindendir.
Sonuçta, konu alanı ne olursa olsun, "Bu bilgiyi ne zaman kullanacağım?" sorusunu ciddiye almak, öğrenilen içeriğin değeri hakkında öğrencilerle derin ve anlamlı konuşmalar yapılmasına yol açar. Bu soruya esprili ve laubali bir cevap vermek genellikle daha cazip gelir, ancak bu konuyu içtenlikle ele alıp öğrencilere sınıf içi aktivite ile sınıf dışı bir beceri arasındaki ilişkiyi göstererek, derse katılımlarını artırabilir ve öğrenme ve gelişimlerini sahiplenmeleri için onları teşvik edebiliriz.