akan Selçuk, okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde okuyan yaklaşık 18 milyon öğrencinin yarıyıl tatiline girmesi dolayısıyla Mamak Zeki Tartaç İlkokulu'ndaki karne dağıtım törenine katıldı.
Tören sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Selçuk, öğrencilere tek tek karnelerini dağıtırken gözlerindeki gülümsemeyi gördüğünü ifade etti.
Ara tatillerin bir nefeslenme, zihin tazeleme ve çocukların okul dışındaki hayatı tanımaları için bir fırsat olduğunu vurgulayan Selçuk, "Karne, not her şey değil. Çocuk, karnenin dışında çok çok fazla bir varlık. Karne çocuğun tüm hayatını ya da özelliklerini özetleyen bir araç değil. O nedenle çocukların karneleri üzerinden olumlu ya da olumsuz çok fazla düşünce belirtmemekte yarar var." diye konuştu.
Çocukların tabiatla, büyükleriyle daha fazla bir araya gelerek, ormanda gezerek, arkadaşlarıyla daha fazla vakit geçirerek ve kitap okuyarak daha güzel bir tatil yaşayabileceğine işaret eden Selçuk, eğitimin 100 metre koşu değil, bir maraton olduğunun altını çizdi.
Çocukların sadece belli zaman dilimi veya aralığında sıkıştırarak, strese sokarak bir başarı elde edilemeyeceğini ifade eden Selçuk, ilkokul öğrencileri için "Yarı Yıl Tatiline Hoş Geldin" başlığıyla etkinlik kağıdı hazırlandığını ve çocuklara dağıtıldığını belirtti.
Bakan Selçuk, çocukların anne babalarıyla ev işlerini birlikte yapmasını, ev ve park temizliğinde görev almalarını, farkındalıklarını yükseltmelerini istediklerini, bunlar için etkinlikler bulunduğunu anlattı.
Ortaokul öğrencileri için de "384 Saat" adı altında etkinlik rehberi hazırlandığını belirten Selçuk, şu açıklamalarda bulundu: Bu görevlerde ortaokul çocuklarımızın, gençlerimizin, yaşlarına göre uygun olarak birtakım görevler. Örneğin her çocuğumuzun kız, erkek fark etmez, kravat bağlamayı öğrenmesinden de tutun da kaşık havası oyunuyla oynaması, yani bizim folklorumuzu, geleneğimizi tanımaları anlamında bazı etkinlikler var. Türk kahvesi yapabilmeyi biliyor musunuz çocuklar diye bir sorumuz var. Bunu yapmayı öğrenmelerini çok istiyoruz. Çünkü kültürümüzün tanınmasını, değerlerimizi yaşarken edinilmesini önemli buluyoruz. Bu, müfredatla verilecek bir hususiyet değil aslında. Değerler, yaşarken hayatın içerisinde hal üzerinden öğrenilir. Çocuklarımızın bu oyunlarla, görevlerle, etkinliklerle de daha çok zenginleşmesini bekliyoruz. Benim ailelere özet olarak tavsiyem; Çocuklarımızın dersin dışındaki hayatını da zenginleştirmek için elimizden geleni yapalım. Karne üzerinden bir baskı kurmak ya da çocuklarda yanlış beklentiler oluşturmak, isterse çok iyi isterse çok düşük olsun, bu konularda biraz daha dikkatli olma ihtiyacımız var.
Selçuk, daha sonra, "Çocuklar, tatil zilini çalıyorum" diyerek zil çaldı ve çocuklara iyi tatiller dileğinde bulundu.
Kaynak:Meb